II. STRATİGRAFİ-PALEONTOLOJİ ÇALIŞTAYI
27-29 Ekim 2001/ALANYA
I. GENEL KURUL TOPLANTI TUTANAKLARINDAN...
Tarih: 28 Ekim 2001, Alanya
Konu: Paleontoloji Çalışma Grubu Tüzüğünün oluşturulması
.........
Divan Başkanı Engin Meriç- Paleontolojik Çalışma Grubu Yönetmeliği hazırlamış arkadaşlarımız, bu bir öneridir. Müsaade ederseniz, bunu madde madde okuyayım ve ondan sonra üzerinde görüşme açacağım.
Amaç; -Türkiye'de paleontolojik-stratigrafik çalışmalarını özendirmek, - Meslektaşlar arasındaki ... ve işbirliğini çoğaltmak.
Paleontolojik-stratigrafik eğitimi ve uygulamaları geliştirmek amacıyla 29 Ekim 2000 tarihinde Alanya’da düzenlenen stratigrafik-paleontoloji .... kurulan Paleontoloji Çalışma Grubunun çalışma usul ve esasları bu Yönetmelikte belirlenmiştir.
SALONDAN- Hocam, grubun yönetmeliği olamaz, ilkesi olabilir diye düşünüyorum ben.
SALONDAN- Hocam, söz alabilir miyim?
BAŞKAN- Buyurun.
SALONDAN- Bu taslağı büyük ölçüde ben hazırladım, Nihat bey üzerinden geçti ve Odanın hukukçusuyla görüştüğümüz zaman, bir çalışma grubunun hiçbir yasal statüsü olmadığı, bizim kendi aramızda bir tür centilmenlik anlaşması gibi böyle bir ilkeler benimseyebileceğimizi; ancak bu benimsenen ilkelerin bir tüzük ve bir yönetmelik haline gelebilmesi için, resmi bir statü kazanmamız gerektiğini söyledi. Bu da ya bir kurumun alt grubu olarak yahut da YÖK’ün vesairenin örneğin ... ... komitesinde olduğu gibi böyle bir statü kazanılabileceği söylenildi, bu ilerideki bir aşama tabii. Dolayısıyla ... hanım haklı, burada “yönetmelik” yerine, “çalışma grubunun ilkeleri aşağıdaki biçimde benimsenmiştir” filan gibi bir şey kullanacağız.
BAŞKAN- Yani kelime oyunu yapacağız.
SALONDAN- Yani yasal bir geçerliliği yok.
BAŞKAN- Zaten işi kuruma dökersek, kanunen böyle bir yetkimiz yok, belirli mercilerden geçmesi lazım.
Peki, o zaman öne gelirseniz, kaleme alırsanız seviniriz.
SALONDAN- Amaç maddesinde, “29 Ekim 2000 tarihinde Alanya’da düzenlenen stratigrafik-paleontoloji ... kuruldu” diyor, burada ... ... ... ... ... ... ... yani “29 Ekim 2000 tarihinde Alanya’da Ankara Üniversitesi ve Jeoloji Mühendisleri Odası tarafından kuruldu” diyor. ... ... yani bu ... ... yani ... ... bir eleştiri getiriyorum.
BAŞKAN- Bir defa work shop’u Türkçeleştirelim.
SALONDAN- Çalıştay.
BAŞKAN- Yalnız tabii o günkü toplantıda da Ankara Üniversitesi ve Jeoloji Mühendisleri Odasıyla ...
SALONDAN- Hocam ... ... sorun ... ...
BAŞKAN- O zaman work shop’un yanına parantez içinde “çalıştay” deyin, “Ankara Üniversitesi ve Jeoloji Mühendisleri Odasının desteğiyle düzenlenen” veyahut da “Alanya’da düzenlenen.” En son kelime oyunları herhalde bir elden geçer.
SALONDAN- Ben kendi hatamı düzelttim, “işbirliğini çoğaltmak” yerine “işbirliğini sağlamak” desek daha doğru olabilir.
BAŞKAN- Evet, peki “sağlamak ve geliştirmek” desek ne olur?
SALONDAN- Daha iyi olur.
BAŞKAN- Aslında işbirliğini sağlamak için bir araya geldik; yani birlik sağlandı, “sağlamak ve geliştirmek” dersek çok daha iyi olur.
Böylece amaç bölümünü oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Peki, kabul edilmiştir.
Kapsam ve Dayanak: Çalışma Grubu tümüyle bilimsel amaçla kurulmuş bağımsız bir gruptur. Çalışma Grubu, üniversiteler ve Jeoloji Mühendisleri Odası başta olmak üzere ilgili kurum ve kuruluşlar tarafından desteklenir.
Buyurun ... bey.
..........- Öncelikle bu aşamaya gelmiş olmamız çok çok sevindiren bir şey; geçen sene hocamın, Necati beyin katkılarıyla .... ve ... katkılarıyla. Şunu söylemek istiyorum: Kapsam ve dayanak kısmında, “Çalışma Grubu, üniversiteler ve JMO başta olmak üzere” dediniz “ilgili kurum ve kuruluşlar tarafından desteklenir” bu çok bağlayıcı bir cümle gibi geldi bana. Kurum desteklemezse, yani herhangi bir şekilde kurum desteklemeyebilir bunu, bu sene destekledi; ama yönetim değişiyor ve “bu sene desteklemiyorum” diyebilir. Buna sanki biraz da şey bir...
BAŞKAN- Ama o zaman daha zora itmiş oluruz, yani biraz daha mecburi duruma getirmiş oluruz. Herhangi böyle bir durumun olacağını düşünmüyorum; yani kişisel olarak da, üniversite olarak da herhangi bir grup olabilir, birisi ters bir düşünceye sahip olabilir bir dönemde. Ama bir grup veya herhangi bir grubun ters düşünmesi bu olayı tümüyle ortadan kaldırmaz. Her şeyin bir ters yönü olabilir.
SALONDAN- Hocam, bence bağlayıcı değil bu kesinlikle, böyle kalmasında yarar var; yani burada üniversite ve JMO zaten destekliyor görünüyor, “isterlerse diğer gruplar da destekler” diye yol kat etmiş oluyoruz, zorunluluk yok ki burada.
SALONDAN- Hocam, “Destekleri alınır” dersek daha iyi olacak.
BAŞKAN- Kemal bey, buyurun.
KEMAL ERDOĞAN- Burada ilgili kurum ve kuruluşlara ... ... ... yarar var diye düşünüyorum, .... kurum ve kuruluşlar çok kapalı kaldı burada.
SALONDAN- Buradaki kasıt, “ilgili kurum veya kuruluşlar” bünyesinde paleontoloji ve stratigrafi konusunda çalışanları barındıran; yani MTA gibi, Türkiye Petrolleri gibi kuruluşlar kastediliyor.
SALONDAN- Özel şirketlerle de olabilir.
SALONDAN- Şirketler olabilir, özel şirketler de olabilir; yani tek tek eğer .... bağlayıcı ..... üniversiteler, kurum da, kuruluş da ve JMO tarafından. Ben de Erkan beye katılıyorum, o şekilde düzenlemek daha iyi olur.
SALONDAN- Hocam, benim önerim şu şekilde: “JMO başta olmak üzere, ilgili kurum ve kuruluşlar tarafından destekleri alınır” diyelim.
BAŞKAN- Buyurun.
SALONDAN- Bunlarda JMO için sıkıntı yok, tabii bu destekleniyor. Ancak MTA’ların da yazılması ... ama MTA ... ... ... aramızda mı bilmiyorum, bunu zaten destekliyorlar, MTA demek yeterlidir.
BAŞKAN- Kemal bey, buyurun.
KEMAL ERDOĞAN- Bu Çalışma Grubunun yasal statüsünü bilmiyoruz; dernekler statüsünde mi, değil mi? Ayrıca, aşağı-yukarı baktığımız zaman, bütün kapsamı; yani bunu tam bir şekilde bir avukata göstermiştik, buraya da baktığımda ona benziyor ve dolayısıyla üye sayımız da “köy derneğinin üye sayısı 60-75” dediği için, kapatmak zorunda kaldık. Şimdi sayısal olarak yine 60-70 civarındayız; yani bunu Dernekler Yasasına koymadan yapamayız.
SALONDAN- Dernekler Yasasına girerse, iş çok farklı.
SALONDAN- Hiçbir yasal geçerliliği yok; bu bizim Çalışma Grubu kurduğumuz anlaşılıyor, kendi aramızda kuruldu yani.
BAŞKAN- Bir aile toplantısı, genişletilmiş bir aile toplantısı.
Sayın Sakınç, buyurun.
MEHMET SAKINÇ- Sayın Başkan, bu fikre katılıyoruz, esasında önemli bir şey. Diyelim ki -bir varsayım yapıyorum- bu destek alacağımız kurumların içinde değişti, ondan sonra siz de gittiniz, “Paleontoloji Çalışma Grubundayım, bana biraz para, biraz da destek verin de ben böyle bir çalıştay yapacağım, böyle bir şey yapacağım” dedim, adam da “bana ne senin çalışma grubundan” der; yani diyebilir, o nedenle “destek alır” diye bir terim kullanamayız. İleride bağımsız, yani kendi maddi imkânlarımızı kendimiz kazanacak şekilde bu yola girmemeliyiz. Yoksa oradan destek al, buradan destek al ... ... ... olur ve ... ... ...gider.
BAŞKAN- Size katılıyorum, “desteklenir” dediğimiz zaman karşımızdakilere emrivaki yapmış oluyoruz; ama “destek alır” derseniz yumuşatılmış oluyor.
SALONDAN- Size katılıyorum; ama öncelikle yapı olarak organik bağlarımız var. Jeoloji Mühendisler Odası, bizim devamlı olarak ilişkide bulunduğumuz; yani hem üniversitede oldu, hem diğer kuruluşlar oldu. Halbuki ilk başta bunlardan destek talep edeceğiz; ama ileride de bağımsız, yani yavaş yavaş kendi kendine yapabilecek bir şekilde düşünmemiz gerekir.
BAŞKAN- Dilerim ki, o günleri görelim kısa zamanda.
Erkan bey, buyurun.
ERKAN EKMEKÇİ- Hocam, mesela bu çalışmalar son anda kesintiye uğradı, neredeyse ... Bu anlamıyla ... ... yani her an ... ... ...
SALONDAN- Şunu söyleyeceğim: Türkiye Petrollerinin müdürü de değişebilir veya oradaki arama grubunun müdürü de değişebilir, hiçbir zaman noterde mukavele yapmıyoruz onlarla. “Destek alır” dedik sadece.
SALONDAN- Birincisi, bu tür meseleler -biraz .... olacak, ama- aslında bu örgütün ya da bu çalışma grubunun ... ... Dolayısıyla dışarıdaki kuruluşları bağlayıcı bir ibare olmaması gerekiyor. O anlamda “destek alınır” anlamında bir şey olmasında yarar var; orada anlaştık.
İkincisi, arkadaşımızın söylediğini düzeltmek isterim: Bu çalıştayın yapılmasıyla ilişkili yaşanan sorunların olduğu doğrudur, ancak “MTA Genel Müdürlüğü bir katkı verdiği anda bunun yapılması ortaya çıktı” sözü külliyen yanlıştır. Şunu söyleyeyim: Jeoloji Mühendisleri Odası ve Sayın hocamla yaptığımız görüşmeler sonucunda o sorunları aştık, kararımızı verdik, daha sonra bununla ilgili olarak kuruluşlarda görüşmeler yaptık. “Destek alınır” maddesi var ya, o maddeyi işletmek üzere kuruluşlarla görüşmeler yaptık, o kuruluşlar da katkıda bulundular ya da bunlardan en fazla katkıda bulunan MTA; özellikle bunu düzeltmek istedim.
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN- Dolayısıyla bu bölümü de oyunuza sunuyorum; “hayır” diyenler var mı? Tamam, “destek alırlar.”
BAŞKAN- Organlar bölümüne itiraz var mı?
Kemal bey, buyurun.
KEMAL ERDOĞAN- Burada yine daraltmaya çalıştık, Paleontoloji Çalışma Grubu yaptık. Halbuki bu şartlarda Stratigrafi-Paleontoloji Çalıştayı olacak.
SALONDAN- Aynı şey var.
SALONDAN- Gayet güzel, dernekler formatına göre istiyoruz da, burada arka sayfada gerçi paleontolojik ... ... ama bu Paleontoloji-Stratigrafi Çalışma Grubu yapalım.
BAŞKAN- Ama bir Stratigrafi grubu var.
SALONDAN- Var mı?
BAŞKAN- Var, o yüzden böyle bir düzenlemeye gerek yok.
Türker bey, buyurun.
TÜRKER ÖZSAYAR- Hocam, şunu söyleyeyim: Bu kadar informal bir çalışma grubunu bence mümkün olduğu kadar yalınlaştırmak ve bürokratik işlemden kurtarmak lazım. Dolayısıyla hem Yönetim Kurulu, hem de Yönetim Kurulu fazla bence. Şöyle diyorum: Biraz önce Yönetim Kurulu sayısını 7 olarak; yani eğer orada da bu kabul edilirse -edilmezse önemli de değil- oradaki Yönetim Kurulu sayısını 5’e indirelim ve Yönetim Kuruluyla Yürütme Kurulunu birleştirelim. Neticede zaten bu Yürütme Kurulu o kadar büyük yükü olan bir çalışma grubu değil; yani bunu yaparsak, bürokratik işlerden biraz kurtarırız diye düşünüyorum.
SALONDAN- Destekliyorum.
BAŞKAN- O zaman Paleontoloji Çalışma Grubunu, yani 3 numarayı bırakıyoruz, toplam 3 oluyor. Hayır, bir Genel Kurul var, bir Yönetim Kurulu var, bir de alt gruplar var.
“C- Onursal Üyelik: Komitenin diğer üyelik koşullarını sağlayan veya sağlamayan, ancak Paleontoloji Çalışma Grubunun amaçları doğrultusunda önemli katkılar sağlamış kişiler, Yönetim Kurulu kararıyla onursal üye seçilebilirler.”
B Maddesindeki duruma kişisel olarak katılıyorum; çünkü fakültelerde yönetim kurulunda da mazeretsiz olarak 3 kez katılmayan insan, yönetim kurulu üyeliğinden düşer ki, bu resmi bir kuruluş olmadığına göre hayli hayli olması lazımdır; yani bu soru işaretini kaldıralım, daha doğrusu o parantezi yok edelim. 3 kez katılmayan insanların bu üyelikten düşmesi gerekir.
1 numaralı Maddenin A, B ve C şıklarına herhangi bir katkıda bulunmak isteyen var mı?
Türker bey, buyurun.
TÜRKER ÖZSAYAR- A şıkkına şöyle bir şey eklemeyi öneriyorum, isterseniz okuyayım: “Paleontologlar Yönetim Kurulu kararıyla üye olabilirler, Yönetim Kurulu kararları ilk Genel Kurulda onaylanır” gibi bir şey yazalım. Neticede üye yazma sadece Yönetim Kurulunun değil, Genel Kurulun da bir onayına sunulsun.
BAŞKAN- Peki.
Buyurun.
.........- Türker hocamın söylediği biraz ... kaçtı; Genel Kurul, Yönetim Kurulunu görevlendiriyor; ama yetki veremiyor. Yani Yönetim Kurulu, Genel Kurul adına kararlar veriyor. Aldığı kararı tekrar Genel Kurula getirmesi anlamsız bence, çünkü Yönetim Kurulu görevlendiriyor “Genel Kurulda, benim adıma sen kararlar al” diyor. . O kararı tekrar Genel Kurula geri döndürmenin bir esprisi olabilir mi?
TÜRKER ÖZSAYAR- Şöyle: Genel Kurul zaten onaylayacak, neticede Genel Kurulun bir haberi olur hç değilse.
SALONDAN- Yönetim Kurulu mutlaka Genel Kurula zaman zaman bilgi vermek zorunda.
TÜRKER ÖZSAYAR- Ne mahzuru var? Zaten 10 tane adamın ismini getirecek ve bu dönemde 20 kişi başvurdu, Yönetim Kurulu kararında da kabul edildi Genel Kurulda ayrı.
BAŞKAN- Buyurun.
SALONDAN- “Yönetim Kurulu tarafından verilen kararlar, Yönetim Kurulunun en yaptığı bir toplantıda Genel Kurulun onayına sunacağı bir çalışma raporu şeklinde olabilirr. Orada sadece bir madde eklenecekti. Bu tür karar ve uygulamalar Genel Kurulda çalışma raporlarla sunulur ve genel kurulun onayı alınır. Süreç böyle işlediği için öneriyorum.
BAŞKAN- O zaman burada bir D Maddesi ilave etmemizi öneriyorsunuz.
Mehmet bey, buyurun.
MEHMET SAKINÇ- Sayın Başkan, A bendindeki bu kişisel üyelik konusunda paleontoloji-stratigrafi konularında çalışan kişiler, Yönetim Kurulu kararıyla üye olabilirler mi? Paleontoloji ve stratigrafi konuları çok bağlayıcı olur. Yönetim Kurulu buna karar verdiğine göre, bizim bunu biraz daha açmamız lazım. Yani bu konuda çalışmayan kişilere gelmeyin diyoruz. Ama bu konuya ilgi duyan kişiler olabilir, konusunun yan uzantıları olabilir. Örneği, paleontoloji-stratigrafi konusunda çalışmıyorum; ama bir işbirliği yaparak, bir omurgalıda çalışan bir kişiye o zaman ne yapacağız, “hayır, sen gelme” mi diyeceğiz?
BAŞKAN- Hayır, sizi anlıyorum; yani konusu paleontoloji olmayan, icabında jeoloji dahi olmayan bir insan bu konuya ilgi duyabilir. Birkaç sene önce Yıldız Üniversitesi veya Boğaziçi Üniversitesinden bir hanım kız geldi, çok merak salmış, fosiller toplamış devolienden “ben bunları ne yapabilirim” diye geldi. Bence bu işe acaba onursal üyelik grubuna soksak nasıl olur, çok ters mi düşer?
Atike hanım, buyurun.
ATİKE NAZİK- Çalışan ve ilgi duyan kişiler, Yönetim Kurulu kararıyla üye olabilirler.
BAŞKAN- Tamam o zaman, çalışan ve ilgi duyan, ilgi duyan olunca açılmış oluyor kapımız.
Buyurun.
SALONDAN- Hocam, bununla ilgili bir hususu belirtmek istiyorum. “Buradaki ilkeleri kabul eden herkese açıktır” dersek antropologu da kapsar, hepsini kapsayabilir, sonuçta antropologlar da buna ilgi duyabilir. O zaman bu yüzden “bu ilkeleri kabul eden herkese açıktır...” diyelim.
BAŞKAN- Peki, ortak bir şey bulalım; ilgi duyan ve bu ilkeleri kabul eden.
SALONDAN- Anca genç bir asistan geldi, çok merak ediyor veya hiç ilgisi yok, hukukçu, hukuk fakültesinde asistan geldi; ne olacak?
BAŞKAN- Dolayısıyla antropolog hayli hayli gelir. O halde tekrar edelim: Kişisel üyelik, paleontoloji-stratigrafi konularında çalışan, bu konulara ilgi duyan ve ilkeleri kabul edilen kişiler, Yönetim Kurulu kararıyla üye olabilirler.
Tamam mı efendim, B şıkkına itiraz eden var mı? Nasıl olsa okuduğunuz için tekrarlamıyorum, oyunuza sunuyorum.
SALONDAN- Soru işareti kalktı mı?
BAŞKAN- Soru işaretini kaldırdık, “3 kez” dedik.
C bölümüne, onursal üyelik bölümüne herhangi bir katkıda bulunmak isteyen veyahut itiraz eden var mı?
O halde her ikisini okuyorum: “B. Etkin Üyelik: Grubun Yönetim Kurulu ve araştırma gruplarında görev alan üyeler, bu görevleri sürdürdüğü sürece etkin üyedirler. Yönetim Kurulu veya bir araştırma grubu üyesi, ilgili çalışa toplantılarına art arda 3 kez özürsüz olarak katılmamaları durumunda etkin üyelik sıfatları düşer.
C. Onursal Üyelik: Komitenin diğer üyelik koşullarını sağlayan veya sağlamayan, ancak Paleontoloji Çalışma Grubunun amaçları doğrultusunda önemli katkılar sağlamış kişiler, Yönetim Kurulu kararıyla onursal üye seçilebilirler.”
SALONDAN- Hocam, bu onursal üyelik kavramı bu gibi çalışa gruplarında çok önemli. Bu anlamda onursal üyeliklerde karar verecek Yönetim Kurulu olmasın da; çünkü yönetim kurullarının güç alanları vardır, kendilerine özel olanları alabilir; ama bu maddeyi Genel Kurula sunulabilir bence. Çok az olabilir, 3-5 kişi olabilir, onursal üyelikler için Genel Kuruldan karar çıkartılabilir. Yyani başvurular bekletilir ve Genel Kuruldan bu yönde karar çıkabilir.
BAŞKAN- Şunu mu diyorsunuz: Ön elemeyi Yönetim Kurulu yapar, son kararı Genel Kurul verir.
SALONDAN- Çünkü onursal üyelik çok önemli; yani 5 kişiden, bizim ekolümüze yakın, Almanya ekolünden, Fransa ekolünden; yani bunlar olabilir. O açıdan Genel Kurul karar verirse daha sağlıklı olur.
SALONDAN- “Yönetim Kurulunun önerisi ve Genel Kurul kararıyla...” diyebilim.
BAŞKAN- “Paleontoloji Çalışma Grubunun amaçları doğrultusunda önemli katkılar sağlamış kişiler, Yönetim Kurulu onayı ve Genel Kurul kararıyla onursal üye seçilebilirler.”
Oylarınıza sunuyorum: “Hayır” diyenler... Çünkü bizim rektör öyle, bütün senatoda toplantıdan önce “hayır” diyenler diyor, kimse çıkmayınca “kabul edilmiştir” diye bitti.
2 inci Madde, üyelikten ayrılma: Üyelikten ayrılma 2 şekilde olabilir;
A- Üyelikten ayrılma isteğini bir dilekçeyle Yönetim Kuruluna ileterek üyelikten ayrılabilir.
Kişi, bir dilekçeyle Yönetim Kuruluna başvuracak, “ben istifa ediyorum” diyecek. Tabii ayrılabilir, mademki çalışmak istemiyor, ayrılabilir.
B- Paleontoloji Çalışma Grubunun amaçlarına ters düşen ve meslek etiğiyle bağdaşmayan davranışlarda bulunulması halinde Yönetim Kurulunun önerisi ve Genel Kurulun onayıyla Yönetim Kurulunun, ilgili üyenin yazılı savunmasına başvurmuş olması koşuluyla üyelikten çıkarılabilir. Bence bunda herhangi bir terslik, herhangi bir ters durum yok.
BAŞKAN- Peki, oylayalım: B şıkkı için “hayır” diyenler... 6 kişi.
Peki, B şıkkını bir daha oyluyoruz, lütfen elinizi kaldırın. B şıkkı için “hayır” diyenler... 11 kişi. “Evet” diyenler... 17 kişi. Evet, kabul edilmiştir.
Mustafa bey, buyurun.
MUSTAFA ....- Pardon, geçtik, ama orada komiteden bahsediyorsunuz, bu komite nedir? Yani komite diye bir şey yok ki.
BAŞKAN- “Çalışma grubu” yaptık onu, değiştirdik.
Buyurun.
SALONDAN- Bir şey söylemek istiyorum: Bu tartıştığımız B şıkkının daha iyi tartışılmasını istiyorum.
BAŞKAN- B şıkkının.
SALONDAN- Evet, çünkü bu oldukça ağır gibi geldi. Türker hocamın söylediklerinin hepsine katılıyorum, bunu biraz daha açalım, sonradan başımıza birtakım şeyler açılmasın.
BAŞKAN- O zaman ilk söz sizin, buyurun.
SALONDAN- “Paleontoloji Çalışma Grubunun amaçlarına ters düşen -zaten baştan negatif başlıyoruz- ve meslek etiğiyle bağdaşmayan davranışlarda bulunulması halinde Yönetim Kurulunun önerisi ve Genel Kurulunun onayıyla Yönetim Kurulunun, ilgili üyenin yazılı savunmasına başvurmuş olması koşuluyla üyelikten çıkarılabilir” bu çok ağır bir şey bana göre; çünkü burası bir yerde bir bilim grubu. Şöyle: Birtakım şeyleri zaten baştan kabul etmişiz, yani etik denilen olay, herkesin kendine göre bir etik anlayışı vardır, o ayrı meseledir; ama biz bunu zaten baştan kabul etmişiz. Yani etiği olmayan, bu konuda yanlış işler yapıyor olan kişilerden otomatikman bu çalışma grubunun eylemleri sonrasında zaten kendileri ayrılır gider; ama bunu bağlayıcı olarak alırsak, bu kişilere birtakım zararlar verebiliriz, ben bunu söylemek istiyorum. Bu nedenle daha iyi tartışalım ve ona göre karar verelim.
BAŞKAN- Başka konuşmak isteyen var mı?
Türker bey, buyurun.
TÜRKER ÖZSAYAR- Ben şunu söylüyorum: Etikten bahsediyorsak, ilk önce burada bunun kuruculuğunu yapan insanların etik davranması gerekir diye düşünüyorum. Daha başlangıçta kurulurken bile bazı üyelerini kovmayı düşünen bir kurum, kendisi çok etik davranmıyor gibi geliyor bana; yani niye içimizden hemen birilerinin namussuzluk yapacağını düşünüyoruz. Böyle bir şey olmaz bence ve böyle bir şeyi yazmaya da gerek yok...
BAŞKAN- Müsaade ederseniz, ben bir şey söyleyeyim: Benim anladığım kadarıyla burada olay, illa içimizden birinin ters düşecek bir davranışa düşmesi değil. Ama yarın ne olacağını biliyor muyuz, bir de bunu düşünelim; yani şu an için konuşmayalım.
SALONDAN- Başkan, her halükârda üyemizi kollayacağız; yani başta türlü olacak halimiz yok.
BAŞKAN- Peki, bir daha oylama yapıyorum: 2 nci Maddenin...
SALONDAN- Hocam, yani bu durumda bir yaptırımımız olsun diye ve -böyle söylediniz biraz önce- o yaptırımda bu topluluk henüz yeni oluşmakta olan bir durum söz konusu. Dolayısıyla bu tür davranış içinde oldukları noktasında bir tespit olursa,yapacağı ilk toplantıda bir deklarasyon yayınlanacak ve bizimle bağlantısı yok. Yani baştan itiraz eder. Herhangi birine buradan yazılı biçimde ayrılmaya yönelik biir dilekçe alınır ya da ayrılması sağlanırsa, o kişinin mahkeme hakkı açık, o doğrultuda hukukun işlenmesi gerekir vesaire gerekir vesaire ama oluşmamış bir durumun başlangıçta...
BAŞKAN- Bakın, yalnız ben şimdi tecrübeme binaen şunu söylüyorum: İlla bir kötülüğü aramayalım, ama olabileceğini de düşünebiliyorum, olmaz diye bir şey yok; ama ben bunu genel olarak konuşuyorum, “paleontoloji grubunun içinde bir şey olacak” diye konuşmuyorum, insanoğlunun mayasında birtakım şeyler vardır. Dün değindik, şu deprem sonrası jeoloji mühendisliğinde ne olaylar oldu, burada onun milyonda biri belki olmaz; ama olmaz diye kesin hiçbir şey konuşmayalım.
Atike hanım, buyurun.
ATİKE NAZİK- Hocam, isterseniz üyelikten ayrılmayla ilgili maddeyi tamamen kaldıralım.
BAŞKAN- Onu söyleyecektim.
ATİKE NAZİK- Çünkü dilekçe verdi, “ben ayrılmak istiyorum” dedi, Yönetim Kurulu onaylamadı; ayırmayacak mıyız yani; buna gerek yok.
BAŞKAN- Otomatikman bitmiştir.
ATİKE NAZİK- Eğer o etikle ilgili de gerçekten bir şüphemiz olursa, bir sıkıntımız olursa, Genel Kurul bu ilkeyi değiştirme yetkisine sahip, Genel Kurulda o zaman oylarız.
BAŞKAN- Genel Kurul kendi içinden Yönetim Kurulunu seçer.
CEMAL TUNOĞLU- Hocam, 3 ncü Maddedeki “eski başkan” kelimesine biraz takılındı. Orada Genel Kurul sonuçlanana kadar, yeni Yönetim Kurulu seçilene kadar mevcut başkan yeni başkandır, değişmemiştir, eski başkan olmaz. O ifadenin değiştirilmesi noktasında bir itirazları vardı arkadaşların.
BAŞKAN- Okur musunuz?
CEMAL TUNOĞLU- Okuyorum: “Genel Kurul her yıl ekim ayında Yönetim Kurulunun çağrısıyla toplanır, Genel Kurula eski Yönetim Kurulu Başkanı Başkanlık eder.” Genel Kurul sonlanmadan, “eski başkan” diye bir tabir doğru değildir, henüz söz konusu başkanın başkan görevi sürmektedir, Genel Kuruldan sonra yeni Yönetim Kurulu seçilince eski başkan olur. Dolayısıyla Genel Kurula Yönetim Kurulu Başkanı, o dönemin Yönetim Kurulu Başkanı Başkanlık eder.
BAŞKAN- Evet, geçerli olan Yönetim Kurulu Başkanı, o anki.
SALONDAN- Ekim ayı dersek, kendimizi bağlıyoruz burada, belki de eylül ayında yapmamız gerekecektir.
BAŞKAN- Sonbahar diyelim.
BAŞKAN- Yalnız şimdi şu var: Farz edelim, birisi “mayıs ayında toplanalım” dedi ve mevcut şartlar dolayısıyla birtakım tepkiler geldi; ama belirli bir zamanı geniş anlamda da olsa ortaya belirlersek, koyarsak, hepimiz biliriz ki sonbaharda toplanacağız, bu ya eylül sonudur ya da ekimdir, şartlıyız biz. Ama genelde bırakırsan, aniden nisan ayında toplanalım, pek çok itiraz çıkacaktır; yani biraz şartlanalım, onun için sonbahar dersek çok daha rahat olur.
Buyurun.
SALONDAN- Toplanma meselesi çok önemli, şöyle önemi var: Şimdi ekim ayındayız, şu anda Yönetim Kurulu görev alacak; yani bu görevi tamamladığı süre 1 veya 2 yıl olsa...
BAŞKAN- Tabii, hayır, tam 1 yıl da olur veya 11 ay da olur, 13 ay da olur, fark etmez o. Onun için sonbahar dememizde fayda vardır, bir de herkesin Merkeze dönmüş olması açısından bunu da düşünelim.
Mutlu bey, bir daha tekrarlar mısınız?
MUTLU ....- Hocam, Genel Kurul Başkanlığı konusunu mu?
SALONDAN- Hayır, onu iptal ediyoruz, Genel Kurula Divan Başkanı Başkanlık eder.
BAŞKAN- Genel Kurula, seçilecek Divan Başkanı...
MUTLU ....- Hocam, o cümleyi aynen okuyabilir miyiz baştan? Nihat beyin o müdahalesi anlamlı, doğru; Genel Kurula, seçilen Divan Başkanı Başkanlık eder, ancak tabii açılışında eski Yönetim Kurulu Başkanının da Genel Kurulu açması gerekir. Belki onu şöyle toparlarsak doğru olur: “Genel Kurul her yıl sonbahar ya da -eylül-ekim, her neyse, o tarih konuşulacak galiba- Yönetim Kurulu çağrısıyla toplanır. Genel Kurula mevcut Yönetim Kurulu Başkanı, açılışta Divan Başkanlığı seçimine kadar başkanlık eder. Genel Kurul, Divan Başkanı ve yazmanlardan oluşan kurulun seçimiyle sürer” diye.
BAŞKAN- Fazla uzatmayalım, gerek yok, “Divan Kurulu” dediğimize göre, tamam. Ekim ayı yerine “bir sonbahar ayında” diyelim ve bırakalım.
NİHAT BOZDOĞAN- Hocam, ben okuyabilir miyim?
BAŞKAN- Okuyun.
NİHAT BOZDOĞAN- “Genel Kurul her yıl sonbaharda Yönetim Kurulunun çağrısıyla toplanır, kendi içinden bir Yönetim Kurulunu seçer, Yönetim Kuruluna görev verir ve bu Kurulu denetler.”
..........- 3 üncü Madde: Genel Kurul her yıl sonbaharda Yönetim Kurulunun çağrısıyla toplanır, kendi içinden bir Yönetim Kurulu seçer, Yönetim Kuruluna görev verir ve bu Kurulu denetler.
BAŞKAN- Bir dakika, yazsınlar da, numaraları sonra değiştireceğiz.
4 üncü Madde: Genel Kurul toplantılarında çoğunluk aranmaz, Genel Kurulda seçimlerin yapılmasında ve kararların alınmasında mevcut üyelerin oy çokluğu esası uygulanır, her üyenin 1 oyu vardır.
4 üncü Maddeye itiraz var mı?
SALONDAN- İtiraz yok, “mevcut” yerine “katılan üyelerin” deniliyor.
Cemal bey, buyurun.
CEMAL TUNOĞLU- Bir de burada açıklanması gereken önemli bir kısım daha var, bu 4 ncü Maddeyle de ilgili: Genel Kurul toplantılarını çalıştay kararıyla mı yapacağız burada olduğu gibi?
BAŞKAN- Evet, evet.
CEMAL TUNOĞLU- O zaman zaten otomatikman çoğunluğu aramamız gerekir. Burada zaten çoğunluğumuz var şu anda ve bu çoğunluğumuzu her zaman sağlayacağız demektir.
BAŞKAN- Ama çok ufak bir ihtimal de olsa düşünmek lazım; yani demin de dediğim gibi, olmaz diye bir şey yok, olmayacak bir zamanda bazı ters durumlarla karşılaşabiliriz.
Tekrar ediyorum: Genel Kurul toplantılarında çoğunluk aranmaz, Genel Kurulda seçimlerin yapılmasında ve kararların alınmasında katılan üyelerin oy çokluğu esası uygulanır, her üyenin 1 oyu vardır.
SALONDAN- Burada “Genel Kurulun mutlaka çalıştay kararıyla yapılması gereklidir” böyle bir madde yoktur. Eşzamanlı yapılmasında yarar vardır, zaten öyle hep beraber toplanırız.
BAŞKAN- Peki, şöyle bir şey diyebilir miyiz: “Çalıştay toplantılarında” yani onun başına...
ATİKE NAZİK- Sayın hocam, 2 İnci Maddede “Genel Kurulu her yıl sonbaharda Yönetim Kurulunun çağrısı üzerine” diyoruz ya “Genel Kurul her yıl sonbaharda çalıştay sırasında toplanır” diyelim.
BAŞKAN- 2 İnci Madde mi oluyordu?
ATİKE NAZİK- Evet, 2 İnci Madde.
SALONDAN- Her yıl çalıştay yapılmayabilir, 2 yılda...
BAŞKAN- Yapacağız, yapacağız ve yapmamız lazım, biz açız, beraber olmaya açız.
Güler hanım, buyurun.
GÜLER TANER- Ayrıca oy kullanılamaz mı?
NİHAT BOZDOĞAN- Tamamını ele geçirdiyse MTA’dan başka da Paleontolojik Çalışma Grubuna kimse ilgi göstermiyorsa, 5 kişinin 5’inin de MTA’lı olmasının ne sakıncası var? Kim çalışmak istiyorsa, ona şans verelim; yani bağlamayalım.
SALONDAN- Aynen katılıyorum.
SALONDAN- Evet, bunun adı bağlamak. (Gülüşmeler)
BAŞKAN- “Tercihen” diyelim, peki, tercihen. O zaman lütfen beni dinleyin: “Yönetim Kurulu tercihen, JMO, MTA ve TPAO’dan birer, üniversiteden 2 kişi olmak üzere 5 üyeden oluşur. Yönetim Kurulu üyeleri, paleontoloji-stratigrafi konularında çalışanlar arasından seçilir. Yönetim Kurulu Başkanı ve üyeleri, yedeklerle birlikte Genel Kurulda oylamayla belirlenir.” Demek ki, 5 asil, 5 yedek, 10 kişi belirlenecek; tamam mı efendim?
Buyurun.
SALONDAN- Hocam, şu anda JMO’da paleontoloji ve stratigrafi konusunda çalışan Yönetim Kurulu üyesi yok.
BAŞKAN- Aday gösterilir; yani biz, size üye değil miyiz?
Mehmet bey, buyurun.
MEHMET SAKINÇ- “Yönetim Kurulu 1 inci Maddede, paleontoloji ve stratigrafi konusunda çalışanlar”ı kaldıralım.
BAŞKAN- Niçin?
MEHMET SAKINÇ- Genel Kurulda “ben bu konuda çalışmak istiyorum” dedi, Genel Kurul da olumlu oy verdi ve üye seçildiler.
SALONDAN- Sayın Başkan, diyelim ki ... konusunda çalışıyor; yani bu durumda giremeyecek mi? Yani böyle bir kısıtlama getirmek yerine belli bir gruba belli haklar verelim; çünkü hakları alınmış olacak.
BAŞKAN- Bir dakika, sırayla konuşalım.
Vedia hanım, buyurun.
VEDİA TOKER- Kim olursa olsun, eğer bu grubun üyesiyse; yani Paleontoloji Çalışma Grubunun üyesiyse, “biyolog mu, zoolog mu” diye bir ayrım yapmadığımıza göre, burada aday olduğu an seçilecektir, o konuda hiçbir şey yok bence.
SALONDAN- Onun için en ... kalmasında yarar var.
VEDİA TOKER- Efendim, zaten üyelerimiz arasından seçileceği için, o kişi üyemizse, otomatikman seçilme şansına sahip.
SALONDAN- Genel Kurul üyeleri aynı zamanda Yönetim Kurulu üyeleri; yani problem yok.
ATİKE NAZİK- Hocam, onu tamamen silelim, Yönetim Kurulu üyelerini Genel Kurul üyeleri arasından seçelim.
BAŞKAN- Arkadaşlar, cümleyi şu şekilde bağlayalım: “Yönetim Kurulu üyeleri Genel Kurul üyeleri arasından seçilir” Genel Kurul üyesi olmayan kişinin de yeri yok burada tabii.
2 inci Maddeye geldik: “Yönetim Kurulu kendi içinden bir ikinci başkan ve bir sekreter seçer. Başkan, Yönetim Kurulu temsil eder, Yönetim Kurulunu toplantıya çağırır ve toplantıyı yönetir, zamanı geldiğinde Genel Kurul toplanmasını sağlar. Başkan yardımcısı, Başkanın bulunmadığı zaman Başkanlık görevini yürütür.”
BAŞKAN- 4 ncü Madde: “Yönetim Kurulu 3 ayda bir ve gereğinde Başkanın çağrısı üzerine toplanır” 3 ayda bir ve gereğinde -ekstra olarak bunu bu şekilde anlıyorum; yani sene içinde bir 5 nci veya 6 ncı toplantı olabilir- toplantı için çoğunluk aranmaz...”
“Aranmaz olması biraz ters geliyor.
Evet, “Toplantı için salt çoğunluk aranır, kararlar mevcudun çoğunluğu esasına göre alınır, Yönetim Kurulu 3 ayda bir toplanır” zaten “3 ayda bir” lafı vardı yukarıda. Tekrarlamamıza gerek var mı?
O cümleyi çıkaralım, “Yönetim Kurulu 3 ayda bir toplanır.”
5 inci Madde: “Yönetim Kurulunun başlıca görevleri şunlardır:
A. Paleontoloji-stratigrafi çalışmalarını özendirmek, araştırmacılar arasında iletişim ve işbirliğine olanak sağlamak ve bu amaçla her yıl Paleontoloji Çalışma Grubunun toplanmasını gerçekleştirmek.”
B. Üyelikle ilgili başvuru ve sorunları karara bağlamak.
SALONDAN- Üyelikten çıkarmayı kaldırdığımıza göre sorunları...
BAŞKAN- Evet, sorunları da kaldıralım. O zaman B şıkkı şöyle: “Üyelikle ilgili başvuruları karar bağlamak” Tamam mı?
SALONDAN- Tamam.
BAŞKAN- “C. Genel Kurulu toplantıya çağırmak ve gündemi hazırlamak.
D. Üyelerin araştırma grupları oluşturmasını ve ortak çalışmalar yapmasını özendirmek, desteklemek ve sonuçları denetlemek.
E. Araştırma gruplarının etkinliklerini yurtiçi ve dışında duyurmak.
F. Paleontoloji konusunda değişik üniversite ve kurumların kütüphane ve müzelerinde bulunan literatür ve örneklerin dökümünün yapılması, eksikliklerin belirlenmesi amacıyla çalışmalar yapmak, bunların yapılması ve belirlenen eksikliklerin giderilmesi amacıyla üyelerin katkılarını ve işbirliğini sağlamak.” Burada birtakım tekrarlamalar var, kelime oyunu yapılması lazım.
ATİKE NAZİK- Hocam, “paleontoloji” lafını kaldıralım, “çalışma grubunun ilgisini çeken” ya da “ilgi alanına giren konularda” diyelim. Sadece paleontoloji olmayacaktır, başka konular da girebilir; yani “çalışma grubunun ilgilendiği konularda” diyelim.
BAŞKAN- Evet, “çalışma grubunun ilgilendiği konularda değişik üniversite ve kurumların” o şekilde gidelim, yalnız bu bölümün bir elden geçmesi lazım.
G. Türkiye'de paleontoloji-stratigrafi konularıyla ilgili çalışmaların yapıldığı tüm kurum ve kuruluşlarda, bu konulardaki projelerin nicelik ve niteliğinin artırılması amacıyla etkinliklerde bulunmak.
İnşallah bu gerçekleşir.
SALONDAN- “Konularda” olsun.
BAŞKAN- “Bu konulardaki projelerin” evet “kurum ve kuruluşlarda, bu konulardaki projelerin nicelik ve niteliğinin arttırılması amacıyla etkinliklerde bulunmak.”
H. Üniversitelerde paleontoloji-stratigrafi eğitiminin geliştirilmesi ve iyileştirilmesi için katkı sağlamak.
Herhalde buna hiç kimse “hayır” demeyecek.
İ. Paleontoloji-stratigrafi konularında makale, atlas, kitap, ders kitabı ve başkalarının yayınlanmasını, kurs ve başka etkinliklerinin düzenlenmesini özendirmek ve desteklemek.
Demek ki, yayın sayısını ve bunlara benzer şekilde kursların arttırılması için gayret sarf edeceğiz.
J. Paleontoloji-stratigrafi konularında uluslararası düzeyde yapılan çalışmaları izlemek, üyelerini gelişmelere ilişkin bilgilendirmek.
SALONDAN- “Üyelerini bilgilendirmek” desek...
BAŞKAN- Evet, “üyelerini bununla ilgili olarak bilgilendirmek.
SALONDAN- Sayın Başkan, bu sayfayla ilgili bir itirazım var.
BAŞKAN- Buyurun.
SALONDAN- D Maddesi.
BAŞKAN- “Üyelerin araştırma grupları oluşturmasını ve ortak çalışmalar yapmasını özendirmek ve desteklemek, sonuçları denetlemek” buradan “denetlemek” sözcüğünü kaldıralım diyorum, “sonuçları duyurmak” yapalım. Yani kim kimi denetliyor, bu “denetleme” lafı biraz fazla; çünkü onları denetleyecek bilgi birikimi olmayabilir Yönetim Kurulunun, aşağıdakilerin ne yaptığını bilmeyebilir.
Peki, “denetlemek” sözcüğünü kaldırıyoruz, “duyurmak” diyoruz. İtirazı eden var mı; yok, tamamdır.
J. Paleontoloji-stratigrafi konularında uluslararası düzeyde yapılan çalışmaları izlemek, üyelerini bilgilendirmek.
K. Aşağıda belirtilen ilkeler doğrultusunda teşekkür ve teşvik ödülleri vermek.
SALONDAN- Genel Kurula şu konuda bir soru yöneltmek istiyorum: Paleontoloji Çalışma Grubunun teşvik ve teşekkür ödülleri vermesi destekleniyor, değil mi?
BAŞKAN- Evet, evet, özellikle genç araştırıcıları canı gönülden desteklememiz lazım.
SALONDAN- Hocam, o zaman ilkelerini konuşalım.
....
SALONDAN- Neyse, o da önemli değil de, insanları onore etmenin, hani “çok inanırsan, çok sevap işlersen cennete gideceksin” dercesine. Zaten bu bir paleontoloğun görevi olmalı; yani çalıştığı alanda daha iyisini yapabilmek, kendini ancak ona motive etmek gibi, ona yol çizmek gibi görevlerde bulunabilirsiniz. Ona ödül vermek, çok çalışmış, buna ömrünü vermiş ve belli noktalarda onore edilmesi gereken insanlar var sizler gibi, bunlar ödüllendirilebilir; ama “sen şu çalışmayı yaptın, çok çalıştın, bundan daha çok çalışmalar yaptın, al sana bu ödül” veya “daha da çalış” der gibi şeylere karşıyım, böyle olmaması gerektiğine inanıyorum.
BAŞKAN- Size başka bir açıdan cevap vereceğim, size şunu söyleyeyim: Yıllardan beri tartışırım ve bir gün bir öğrencim bana -2,5-3 sene önce maaşlarımız daha 600 milyon lira civarında- “siz hocaların maaşları çok az; yani size 1 milyar lira civarında bir maaş verilmesi lazım” dedi, “haklısın, bizim maaşımız çok az” ve o anda demek ki biraz fazla hırslanmışım, ağzımdan bir isim çıktı “eğer devlet şu kişiye de bu maaşı verse, ben buna itiraz ederim, mahkemeye giderim” dedim, “ben çalışıyorum, bu yıllardır oturuyor” dedim. Hayır, bakın, insan bir teşvik arıyor; yani gelip “çok iyi yapmışsın” diyerek şöyle bir omzunu dahi sıvazlasa, insan bununla mutlu oluyor. Onun için insanların mutlak suretle teşvik edilmesi ve teşekkür edilmesi lazım; bu parasal değil, psikolojik bir etki.
SALONDAN- Karşı değilim, ödül verilmesine, yani...
BAŞKAN- Ama ödülü bu şekilde belirtiyoruz, bir kâğıt parçası.
TÜRKER ÖZSAYAR- Ben şunu söylüyorum: Burada okuyorum şimdi, tabii verilmesi çok güzel, ben de ona bir şey demiyorum.
2 inci Madde: Mesleki ve etik kurallara uymuş olmak.
Bu ödül töreni mi?
BAŞKAN- Bir dakika, daha oraya gelmedik.
TÜRKER ÖZSAYAR- Ama şimdi neye vereceğimize bakmazsak, ödülün ne anlamı kalır? Şimdi mesleki ve etik kurallara uymuş olmayı ödüllendiriyoruz, böyle bir şey olur mu; yani demek ki çoğumuz namussuzuz, uymuyoruz, içimizden 2 kişi uyuyor, ona da ödül veriyoruz.
BAŞKAN- Tamam, oraya gelince bazı gereken düzeltmeleri yaparız.
TÜRKER ÖZSAYAR- Hayır, ben yine söyleyeceğim.
Devam ediyorum: “Yeni ve özgür çalışmalar yapmış olmak” yeni ve özgür çalışma yapmak için, oradaki genç arkadaşımın söylediği gibi, zaten asli görevimiz. Bakın, buradan ne çıkacak? Bunu verdiğiniz zaman, alta bir madde koymamız lazım yeniden; “teşvik ödüllerinin verilme yöntemleri” kim kime verecek teşvik ödüllerini? Ne olacak; mesela bu sene -atıyorum hiç olmayacak bir şeyi- bana verdiler, bana verdikleri zaman sen diyeceksin ki “o adam nereden alıyor bunu, ben ömrüm boyunca çalıştım, o adam yattı” haydi, oldu mu birbirimize...
BAŞKAN- Niye bu “yattı” lafını üzerine alıyorsun? (Gülüşmeler)
TÜRKER ÖZSAYAR- Hayır, ben alayım da, en kolayı öyle... Dolayısıyla şurada 60 kişiyi böylece 5 sene içerisinde 6 gruba böleriz. Hocam, bence hiçbir kimseye ödül vermeyelim, hepimiz eşitiz, eşitler arasındayız, kimsenin kimseye ödül verecek hali de yok, kim kime veriyor, hepimiz burada beraber çalışıyoruz, bence bunu kaldıralım.
BAŞKAN- Sayın meslektaşlarım; bir dakika, şunları bir okuyalım ve ona göre düzeltmeleri yapalım. “Teşekkür ve teşvik ödülleri” o şekilde değiştiriyoruz.
“Paleontoloji Çalışma Grubunun ödül vereceği kişiler, aşağıdaki nitelikleri gözetilerek belirlenir” şimdi burada duralım.
Buyurun ... hanım.
........ - Hocam, ödül vermemiz için sadece 1 inci Madde yeterli zaten, diğer ikisine gerek yok, hayır, birinci yeter.
SALONDAN- Başlıkla ilgili bir öneride bulunmak istiyorum.
BAŞKAN- Aslında başlık için de işi bitirelim; yani 1, 2 ve 3’e lüzum yok.
SALONDAN- Başlıkla ilgili “teşekkür, teşvik ve hizmet ödülleri” diye çeşitlendirelim onu, “teşekkür, teşvik ve hizmet ödülleri verilir.”
BAŞKAN- Peki, haklısınız.
SALONDAN- O zaman yukarıyı, K’yı değiştirmemiz lazım, “teşekkür, teşvik ve hizmet ödüller.”
BAŞKAN- Evet, K’da da onu ilave etmemiz gerekir.
SALONDAN- Hocam,teşvik ödülleri bence adı üzerinde, yani teşvik etmek budur. Yani, mastır yapan, doktora yapan, bu konuda bilimsel çalışmalar yapan akademisyenlere verilmesi gerekir diye düşünüyorum, yani gelecek vadeden; çünkü onları teşvik ediyoruz. Hizmet ödülü yine aynı şekilde çoğaltılabilir, teşekkür ödülü yine çoğaltılabilir, bu anlamda o teşvik ödüllerinin çoğaltılması yönünde bir öneri yapıyorum.
BAŞKAN- Vedia hanım, buyurun.
VEDİA TOKER- Özür dileyerek söylüyorum: Türker beye katılmıyorum. Biz, ülkemizde teşekkür etmesini bilmeyen bir topluluğun içinde yaşıyoruz. Bu nedenle bu çalışma grubunun haksız veya torpille değil; dürüstçe, ama çalışan kişilere bir teşekkür sunmasının gerekli olduğuna inanıyorum ve bu gece gerekli olanlara da gereği verilecektir.
Teşekkür ediyorum.
Buyurun.
.........- Bu seçimi yaparken çok dikkatli ve çok hassas davranmak lazım; birilerini teşvik ederken, öbürlerini de kırmamak lazım ... için.
BAŞKAN- Mutlaka, tabii.
........- Herhalde bu da bürokrasinin içerisinde olan bir seçim olmaz.
BAŞKAN- Yani olayda kişisellik değil, bilimselliğin ön plana çıkması lazım. Bakın, şunu söyleyeyim, özellikle gençlere söylüyorum: Kişiler birbirini sevmek zorunda değildir, ama her açıdan birbirini saymak zorundadır; bunu ister bilimsellik açısından düşünün, ister kişisellik açısından, ister makam açısından. Onun için burada saygıyı ön plana alırsak, kişiselliğe dökülmez iş.
Atike hanım, buyurun.
ATİKE NAZİK- Hocam, şu ödüllerle ilgili bir şey söyleyebilir miyim?
BAŞKAN- Buyurun.
ATİKE NAZİK- Başını “hizmet, teşekkür ve teşvik ödülleri” diye değiştirdik, artık herhalde maddeleri...
BAŞKAN- Maddeleri kaldıracağız, tek bir cümleyle.
ATİKE NAZİK- Hocam, ona göre “Paleontoloji Çalışma Grubu, paleontolojiye gönül vermiş, uluslararası yayın yapmış; paleontolojiye bilimsel, mesleki ve eğitsel katkıda bulunmuş -... ...- üyelerine ödül verilir” diyerek bağlayalım.
BAŞKAN- Bir de şunu ilave edelim: “Uluslararası alanda ülkemizi temsil etmiş” böyle bir cümle koyarsak...
ATİKE NAZİK- “Uluslararası yayın yapmış ve ülkemizi temsil etmiş.”
SALONDAN- ... ... ... ...
ATİKE NAZİK- “Uluslararası” diyoruz zaten ... ... olması gerekiyor.
BAŞKAN- Türkiye'yi temsilen tabii, bizleri de temsilen.
Efendim, herhalde usulen böyle olması gerekir, madde madde onayladık, bunu tüm olarak hepinizin onayına sunuyorum; tüm olarak onaylamayan arkadaşımız var mı? Tüm olarak onaylamayan arkadaşımız olmadığına göre, düzeltmelerimizi yaptığımız şekilde kabul edilmiştir, hayırlı ve uğurlu olsun. (Alkışlar)
Herhalde 3 ncü Maddeyi bitirdik, 4 ncü Maddeye geldik.
SALONDAN- Hocam, bunu ... ...
BAŞKAN- Oyladık.
SALONDAN- Tek tek oyladık, bir de tümüyle...
BAŞKAN- Hayır, oyladık, tümüyle oyladık, siz konuşuyordunuz herhalde. Kemal bey, o işi yaptık, boşuna “öne gelin” demedim.
4 ncü Madde: Yönetim Kurulunun seçimi. Tabii “yeni” diyor, ama burada eskisi olmadığına göre, Yönetim Kurulunun seçimi. Lütfen, herkes burada olsun ki...
Bizim mevcut durumumuza göre, Jeoloji Mühendisleri Odası, MTA, TPAO ve üniversitelerden 5 asil ve 5 yedek üyeyi seçmemiz gerekiyor.
SALONDAN- Sayın Başkan, başkanı seçeceğiz, Yönetim Kurulunu sonra seçeceğiz, öyle aldık kararı. Dolayısıyla yönetmeliğimiz gereği, başkan için bir seçim, yönetim kurulu için ikinci bir seçim yapmamız gerekiyor.
BAŞKAN- Fakat burada yeni Yönetim Kurulunun seçimi denilmişti, ben de ona binaen bunu okudum.
SALONDAN- Ama iki ayrı oylama yapmamız gerekiyor; başkanı seçeceğiz, arkasından da Yönetim Kurulunun diğer üyelerini seçeceğiz.
BAŞKAN- O zaman başkan neredense, diğerlerini ona göre düşünmemiz lazım.
Türker bey, buyurun.
TÜRKER ÖZSAYAR- Hocam, aday göstereceğim.
BAŞKAN- Peki, buyurun.
TÜRKER ÖZSAYAR- Başkan için .... zaten orada oturuyorsun...
BAŞKAN- Yok, yok. (Gülüşmeler ve alkışlar)
Müsaade edin, bu bir emrivaki oldu, bu kadar konuşmadan sonra veyahut bu kadar el sesinden sonra “oylayalım” diyemeyeceğim; yahut bir başkasının dememesi lazım. (Alkışlar) Peki, hepinize çok teşekkür ederim.
O zaman geriye kalıyor 4 asil, 5 yedek üyenin seçimi. Herhalde birtakım arkadaşlarımız aday göstermek isteyecekler, ben bu işten muaf kalayım, tarafsız kalayım.
Buyurun.
SALONDAN- Hocam, Türkiye Petrollerinden Nihat Bozdoğan’ı öneriyorum. (Alkışlar)
BAŞKAN- Asil üye olarak önerdiniz.
Sayın Toker, buyurun.
VEDİA TOKER- Asil üye olarak ... yakın olduğu için, İstanbul Teknik Üniversitesinden Mehmet Sakınç beyi ... (Alkışlar)
............